Açıklama
Göz Hastalıklarında Optik Koherens Tomografi
Tıpta uzmanlık dalı olarak oftalmolojinin hikayesi bir fizikçi ve bir oftalmik cerrahın işbirliği ile başlamıştır. 1851 yılında Herrmann von Helmholtz’un oftalmoskopu icat etmesi ve Albrecht von Graefe’nun onu oftalmik tanı ve tedavide kullanması kökten değişikliklere neden olmuştur. Fizik bilimcilerin ve oftalmologların işbiriğinden doğan optik koherens tomografinin (OCT) hikayesi benzerdir (James Fujimoto, David Huang, Charles Lin, Carmen Puliafito, Joel Shuman ve Eric Swanson).
1990’lı yılların başında grubumuz tarafından OCT cihazının icat edilmesi ve Science (1991;254(5035):1178-1181) dergisinde Huang tarafından bilimsel olarak tanıtılmasından sonra bu teknoloji göz hastalıklarının tanı ve tedavisinde köklü değişikliklere neden olmuş, geniş kullanım alanı bulmuştur. Oftalmik incelemede standart donanım haline gelmiştir. Aynı zamanda OCT, gözün yapısal görüntülemesi olarak da ifade edilebilen yeni bir alanın ortaya çıkmasına neden olmuştur. Yapısal oftalmik görüntülemedeki söz konusu teknolojik gelişmelerin göz hastalıklarının tanı ve tedavisinde önemli değişikliklere yol açacağına inanmaktayız.
OCT cihazın geliştirilmesinde birkaç kişinin özel katkıları olmuştur. Harvard-Massachusetts Teknoloji Enstitüsünde (MİT) MD PhD programında öğrenci olan David Huang MD, PhD, Dr. Fujimoto’ nun MİT laboratuarında çalışırken çapraz kesitli görüntüleme fikrini ortaya koymuştur. O dönemde Massachusetts Göz ve Kulak Hastanesi glokom biriminde fellow olan Joel S. Shuman OCT ile retinal görüntülemeyi öne sürmüş ve David Huang ile birlikte ilk retina taramalarını gerçekleştirmiştir. MİT Lincoln Laboratuarı’nda çalışan Eric Swanson İlk OCT sistemini tasarlamıştır. Aynı zamanda Dr. Puliafito ve Dr. Fujimoto ile birlikte daha sonra Humphrey İnstruments/Carl Zeiss Meditec, İnc. tarafından alınan ve OCT oftalmik görüntüleme teknolojisinin sanayı üretimini gerçekleştiren Advanced Ophthalmic Diagnostics şirketin kurucularındandır. Michael Hee, MD,PhD standart klinik kullanımnda olan bütün orijinal OCT görüntüleme algoritmalarının ve analiz protokollerinin yazılımını gerçekleşmiştir, aynı zamanda mevcut baskının yazarlarındandır. İlk laboratuvar ve klinik araştırmalarda Charles P. Lin, PhD ve Joseph A. İzatt, PhD önemli rol oynamışlardır. MİT’de Tıbbi Mühendislik ve Tıbbi Fizik Programında öğrenci olan Tony Ko, OCT cihazın geliştirilmesinde önemli işbirliği yapmıştır.
OCT ilk olarak Tufts Üniversitesi Tıp Fakültesi New England Göz Merkezi, Boston, Massachusetts fakültesinde kurucu üye olan Dr. Puliafito ve Dr. Shuman ile daha sonra onlara katılan Jay S. Duker tarafından pratikte kullanılmıştır. New England Göz Merkezi’ndeki klinik çalışmalarda görev alan Cinthia Mattox, MD; Elias Reichel, MD ve Caroline Baumal, MD önemli katkılar yapmışlardır. New England Göz Merkezin kuruluşundan itibaren Fotoğraf Direktörü olan Christine Keiman ve ekibi önemli rol oynamıştır.
Dr. Shuman’nın ekibi glokomlu gözlerde OCT’nin değerli bir araç olduğunu ıspatlamıştır. Tamar Pedut-Kloizman, MD; Helena Pakter, MD; Viviane Guedes, MD ve Gadi Wollstein, MD OCT cihazının geliştirilmesine araştırma fellowları olarak katılmışlardır. Mezun öğrenciler Michelle Gabrielle ve Larry Kagemann arka ve ön segment 3D-OCT görüntülemenin geliştirilmesinde önemli katkılarda bulunmuşlardır. Dr. Shuman’ın laboratuvarında çalışan Hiroshi İshikawa, MD cihazının analiz algoritmalarını geliştirmiştir.
Yazarlar, Bascom Palmer Göz Enstitüsü Retina Fakültesi’ne bu projedeki desteği için minnettardır. Bascom Göz Enstitüsü’nde Fotoğraf Direktörü olan Ditte Hesse ve OCT baş teknisyeni olan Carl Denis’in paha biçilmez yardımlarını takdir etmekteyiz. UPMC Göz Merkezi’nde Oküler Görüntüleme Merkezinde Koordinatör ve Baş Görüntüleyci olan Maria Feth ve ekibine, hastalarımızdan mükemmel görüntüler elde etmek için harcadıkları sayısız saatler için teşekkür borçluyuz.
OCT’nin klink teknoloji cihazına dönüşmesi sanayinin katkıları olmasaydı mümkün olmazdı. Carl Zeiss Meditec ekibi söz konusu teknolojinin geliştirilmesinde ve genel klinik toplumun kullanımı için uygun hale getirilmesinde önemli rol oynamıştır.
2006 yıında time-domain (TD) OCT’nin spectral-domain (SD) OCT’ye dönüşümü tekrarlanabilirliğinin arttırılması ve göz hastalıklarında longitudinal değerlendirmenin geliştirilmesi cihazın klinik yararını son derece etkilemiştir. SD-OCT’nin çıkması aynı zamanda söz konusu teknolojinin global olarak farklı ellere geçmesine, yeniliklerin hızlanmasına, OCT üretiminin farklı üreticiler tarafından gerçekleştirilmesine, rekabetçi bir pazarın teşvik edilmesine neden olmuştur.
OCT’nin sadece hastalıkların erken ve doğru tanımlanmasında değil, aynı zamanda hastalık ile ilgili mekanizmaların anlaşılmasında yeni ufuklar açacağını düşünmekteyiz. Bu kitabın OCT ile ilgili daha fazla bilgi sahibi olmak isteyen klinisyen ve araştırmacılar için değerli olacağını inanmaktayız.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.